12 Eylül 2007 Çarşamba
DİZİ OYUNCULARI HAKKINDA
Pusat dizisi Oyuncular
ALİ PUSAT (HALUK PİYES):
24 yaşında… Sivas, Suşehri doğumlu… Soyadı “savaşta kullanılan zırh” manasına gelen ve bu lakapla tanınan boksör… Babası, hatırlayamayacağı kadar küçük bir yaşta onu ve annesini terkedip kayıplara karışır. Ali annesinin, yıllar sonra evlendiği üvey babası Fırat’ı bir türlü kabullenemez.Ali Pusat hızlı ve çok düşünmeden karar veren bir kahraman. Zaman zaman hızlı karar vermesinin bedelini ödese de bu onun tipik yapısı. En çok beslendiği kaynak hocası Selahaddin... Dünyaya genel hatlarıyla hocasının baktığı gibi bakma gayretinde.Şampiyonluk kürsüsüne çıkacağı gün hapishaneye girmesi onun hayatındaki en büyük dönüm noktasıRingde kendine has bir stille dövüşür. Önce rakibin izler, kendini savunur, zırhlanır. Sonra rakibini öğrenir ve saldırıya geçer.İstanbul'a geldikten sonra bir pansiyonda yaşamaya başlar.Pusat Hediye’ye genç yaşlarından beri âşıktır. Pusat için Hediye'yi vazgeçilmez kılan onun masumluğu ve narinliğidir. Pusat yıllardır hasretini çektiği “aile” özlemini, Hediye’yle evlenerek gerçekleştirme hayalini kurar. Hediye’nin güleryüzü onun aradığı sıcak ev ortamının en önemli gereklerindendir. Hediye, çiçeklerle ilgili anlattığı hikâyelerle de Pusat'a her zaman yeni bir bakış açısı kazandırır. Bu yüzden Hediye'ye olan bağlılığı oldukça güçlüdür.Hayatta iki temel hedefi şöyle özetlenebilir: Milli takıma giden yolda şampiyon olmak ve Hediye ile evlenebilmek.
HEDİYE SELÇUK (YASEMİN BALIK):
Selahaddin Hoca ve Münevver Hanım'ın kızı. 23 yaşında. Sivas doğumlu. Orta boylu, esmer, güzelce bir kız. Anne ve babasının ayrılması üzerine annesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Babasını çok sever fakat karakteri üzerinde annesinin büyük etkisi vardır. Hediye, gazetecilik mezunudur. İstanbul Sportif adlı gazetede “spor muhabiri” olarak çalışmaktadır.Annesi Münevver Hanım, emekli ikramiyesiyle bir çiçekçi dükkanına açar. Hediye, kendi işi olan gazetecilikten arta kalan zamanlarda annesine yardım eder. Çiçeklere, onların anlamlarına, kısacası çiçeklerle ilgili tüm ayrıntılara çok hakimdir. Her çiçeğe ve ağaca dair türlü hikayeler anlatır ve hem hayatı hem de insanları çiçekler üzerinden tanımlar. Anlattığı hikayeler Pusat’a her zaman yol göstereceketir. Bunun yanında babasının bir boks antrenörü olmasıyla alakalı olarak Hediye boksu yakından bilen bir kızdır. Zaten Pusat ile arasındaki aşk da de boks salonlarında başlamıştır.
SELAHADDİN SELÇUK (ŞAHİN ÇELİK):
Pusat'ın küçük yaşlardan beri hem hocası hem de babası gibidir. Pusat hapse girdiğinde 50 yaşındadır. Hediye’nin babası.Başarılı eski bir boksör. Orta boylu. Çapkın. Yaşına rağmen çakı gibi bir adam… Lakabı “pırpır”. Bu lakap ona eski şampiyonluk günlerinden kalma. Çok seri dövüştüğü, ayaklarını çok hızlı kullandığı için böyle bir isim takılır. Çapkınlığı da bu lakabı perçinler. Geçmişte birçok başarıya imza atmış, boksu bıraktıktan sonra da gençleri boks sporuna kazandırmak için uğraşmış. Bu yolla onları rehabilite eder.Ali’yi oğlu gibi görür. Her zaman hayalini kurduğu Avrupa şampiyonluğuna Ali ile birlikte ulaşmayı umut eder.Özel hayatında bir türlü dikiş tutturamaz. Başından dört evlilik geçer. Son evliliği onda derin izler bırakır. Karısı Münevver'le severek evlenmelerine rağmen bir süre sonra anlaşmazlıklar kendini gösterir. Öğretmen olan Münevver boksa her zaman uzak durmuştur. Temel problem bokstur aslında. Kızı Hediye'yi de alıp İstanbul'a göçer. Selahaddin Hoca, onları uzaktan da olsa koruyup kollayabilmek için arkalarından gider. Taşındıkları mahalleye taşınır.
KONT (EMİN BOZTEPE):
İllegal dünyanın “ağır abilerinden”. Anadolu’daki önemli bölge şampiyonluğu maçlarını takip eden, buralardan kendine para kazandıracak genç yetenekleri bulan ve küçük maçlara büyük paralar yatırarak sermayesini arttıran bir adam. Çok güçlü bir karakter… Bahis, şike işleri sayesinde çok büyümüş. Şimdi de başarılı sporcuları kendine bağlayıp çalıştırarak onların üzerinden büyük paralar kazanıyor.Pusat'ın cesur tavrından ve stilinden çok etkilenir. Onu farkettikten sonra peşini bırakmaz. Üzerinden çok büyük paralar kazanacağını düşünür ve Pusat'ı ikna edebilmek için her türlü yola başvurur. Zenginliğin, paranın, gücün temsilcisidir. Çizdiği imaj, sporculara sunduğu teklifler ve kendi geçmişi Kont'u vazgeçilmez ve reddedilmez hale getirir.
HARUN KUYUCU (ERDEN ALKAN):
İş ve spor dünyasının güç sahibi, gizemli ve en büyük isimlerinden biri. Kont, Harun Kuyucu’nun yetiştirdiği, yanına aldığı ve zamanla onun sağ kolu olmuş olan bir isim. Harun Kuyucu, içinde bulunduğu karanlık işler sonucunda öldürülür. Öldürüldükten sonra, Kont, ona sahip çıkmak adına Kuyucu’nun kızı Nergis ile evlenir.
ARİF BOZ (TARIK SOLAK):
İstanbul'daki boks salonunun sahibi… O da boksör eskisi. Şimdi antrenörlük yapıyor.Arif boks dünyasının legal ve illegal dünyasını çok iyi bilen biridir. Gençliğinde kafes dövüşlerinde defalarca dövüşmüş, bahis çeteleriyle içli dışlı olmuş, kulüp kapılarında korumalık yapmış bir adam. Bahis çetesi onu bir olay sonrası dizinden kurşunlamış ve aktif boks hayatı böylece sona ermiştir.Gücü kuvveti hala yerinde fakat bu enerjiyi artık antrenörlük yaparak değerlendiriyor. Pusat geldikten sonra onunla kondisyon antrenmanları yapan Arif'dir. Önce küçük çekişmeler yaşasalar da kısa zamanda çok yakın arkadaş olurlar.
OZAN NİYAZİ (CENGİZ ÖZKAN):
45 yaşında, Sivaslı bir ozandır. Niyazi’nin karısı ikinci çocuğunu doğururken ölür. Ozan, tek oğluyla hayatına devam eder, fakat o da şehit düşer.Pusat'la hapiste tanışır. Elinden sazını düşürmez. Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan ve Âşık Veysel’den türküler, şiirler söyler. Atışmalara girer. Lafı tam gediğine oturtur. Mizahi yönü kuvvetli bir karakterdir.Hapisten Pusat'la beraber çıkar. Dışarıda kimsesi olmayan Niyazi, Pusat'ın peşine takılır. Birlikte İstanbul’a giderler. Artık Pusat'ın yoldaşıdır, ihtiyacı olduğu zamanlarda sazıyla ona yol gösterir. Tuttukları pansiyonda kalan Fuat isimli rapçi gençle sürekli tatlı bir atışma halindedir.
MÜNEVVER GÜLER (NURCAN EREN):
Tam bir İstanbul hanımefendisi… 48 yaşında. İstanbul'da büyür, iyi bir eğitim alır ve sonunda öğretmen olarak göreve başlar. Öğretmen olduktan sonra tayini Sivas'a çıkar. Emekliliğine kadar burada öğretmenlik yapmaya devam eder. Bir öğrencisi vasıtasıyla çocukları boks yoluyla rehabilite eden Selahaddin Hoca'yla tanışır. Kısa zamanda birbirlerine âşık olur ve evlenirler. Bir müddet sonrada kızları Hediye dünyaya gelir. Fakat Selahaddin Hoca'nın boks tutkusu, çocuklara kendisini adaması ve aralarındaki kültürel farklılıklar kısa zamanda kendini gösterir. Sonunda Selahaddin Hoca'dan ayrılıp, kızını da yanına alarak İstanbul'a döner. Burada kızıyla birlikte bir çiçekçi dükkânı açar ve hayatını huzurlu bir şekilde sürdürme niyetindedir. Küçük ve sevimli bir evde ana kız yaşarlar.Beykoz'da evinde çocuklara ders verir. Yaşına rağmen hala idealist ve yardımsever bir kadındır. Selahaddin'le ayrı yaşamalarına rağmen aralarında büyük bir aşk vardır. Hatta zaman zaman birleşmeye çalışırlar fakat her seferinde Münevver Hanım daha fazla yaralanır. Kızına da sık sık “boksörü uzaktan seveceksin” diye Pusat’a gönderme yaparak kızına telkinlerde bulunur. Pusat'la münasebetini onaylamaz. Selahattin ve kendi başına gelenleri, Pusat ile kızının da yaşayacağı kanaatindedir.
BAHAR ATAKAN (ÇİĞDEM MERAN):
Kont’un kızkardeşi. Ailelerindeki eğitim almış tek kişi. Kont’un kirli işlerinden bihaber olan Bahar, spor camiasında hatırı sayılır bir gazetenin genel yayın yönetmeni.
ÖZKAN ATAKAN (TEVFİK POLAT):
Kont’un erkek kardeşi. Abisinin yanında yetişmiş, iyi bir dövüşçüdür. Kont’un adeta yumruğu haline gelen Özkan, onun kirli işlerine bakar. Abisinden başka kimseden çekinmez fakat, içten içe abisiyle rekabet eder.
NERGİS KUYUCU (ESİN CİVANGİL):
Kontun “hatunu”. Oldukça güzel, alımlı, erotik ve karşı konulması zor bir kadın… Sırtını Kont'a dayamış zenginlik ve sefa içinde bir hayat sürer. Nergis bir nevi güç simgesidir aslında. En büyük kim ise onun yanındadır, en büyük olmak için de Nergis'i elde etmek şarttır.
YUNUS TOPRAK (KORAY ERGUN):
Niyazi ve Pusat'ın kaldığı "Toprağam" pansiyonun sahibi… Babacan, güleryüzlü, 50'li yaşlarda, İstenbul'da yaşayan bir Malatyalı. Sürekli danışmada oturup bulmaca çözer.
RAPÇİ FUAT (FUAT ENGİN):
Pusat ve Niyazi'nin kaldığı pansiyonda kalır. Hayatını garsonluk yaparak kazanır. Esas amacı Pop star yarışmalarına katılıp ünlü bir rapçi olmaktır. Niyazi ile bir türlü anlaşamaz ve aralarında sürekli tatlı bir atışma yaşanır. Her ikisi de sazları, ritimleri ve sözleriyle, Pusat'ın mücadelelerine ayrı bir ses, ayrı bir hava katarlar.
POYRAZ BAŞTAN (SERHAT ÇOKGEZEN):
16 yaşında. Salonda çalışan en genç boksörlerden biri… Üşenmeden haftanın her günü yetimhaneden salona idman yapmaya gelir. Çok yetenekli, oldukça yakışıklı. Başta Selahaddin ve Arif olmak üzere tüm salon üzerine titrer. Herkes çok büyük bir boksör olacağını düşünür. Pusat da çok kısa zamanda Poyraz'a ağabeylik yapmaya başlar.
PUSAT'ın ÜVEY BABASI(FIRAT AYKIN):
yıllarca kendisine ve annesine nice acılar yaşatan adam. Zuhal’le evlendiği dönemde orta halli bir restoran işletmecisi. İşleri o dönemde gayet iyi. Sonra alkol ve esrar alışkanlığı kazanır. Zamanla tefecilere borçlanır, elindekini avucundakini yitirir, iflas eder. Evdekilere artık eskisi gibi davranmaz. Pusat'ın annesini ve Pusat'ı sık sık döver. Para için herşeyi yapar hale gelir. Küçük mafya ve tefeci takımıyla takılır, eski günlerine dönmenin hayalindedir.
ZUHAL AYKIN (NALAN BAŞARAN):
Pusat’ın annesi. Pusat küçükken, kocasını kaybeder. Kocasını kaybetmenin verdiği sorumlulukla yıllarca ayakta kalmaya çalışır. Fakat çok zorlanır. Karşısına çıkan Fırat adında, hali vakti yerinde, iş güç sahibi bir adamla evlenir. Pusat'ın da bir babaya ihtiyacı olduğunu düşünür her zaman. İlk zamanlar herşey yolunda gider. Fakat Fırat’ın işleri bir müddet sonra bozulur. Kendini içkiye ve esrara verir. Karısını ve Pusat’ı sık sık dövmeye başlar.Pusat ve Zuhal için zor günler yeniden başlar. Her ikisi içinde tek umut ışığı Pusat’ın büyük bir boksör olmasıdır. Bu yüzden Zuhal, Pusat’ı her gün antrenmana götürür, tüm maçlarını izler, oğlunun üzerine titrer. En büyük hayali Pusat'ın milli takıma girip Türk Bayrağı'nı Avrupa'da dalgalandırmasıdır.Oğlunun başarısı için herşeye katlanan, fedakâr bir ana. Dik duruşlu. Sözünü sakınmayan, vakur bir tavrı var. Ne de olsa, bir şampiyon yetiştirdiğine inanıyor.
LEYLA HANCI (EZEL KALKAN):
Eşi Zonguldak’da maden işçisi olan Leyla, bir maden patlamasında eşini kaybeder. Oğlu Önder, İstanbul’da burslu okul kazanınca, onunla beraber İstanbul’a gelir. Oğlunu ve kendini geçindirmek için, kaldıkları pansiyonda; hem yemek, hem de temizlik işlerine bakar.
ÖNDER HANCI (YUŞA BOZKURT):
Babasını maden patlamasında kaybeden Önder, sınavı kazanarak İstanbul’da burslu ve yatılı okumaya hak kazanır. Bunun üzerine annesiyle birlikte İstanbul’a yerleşirler.
ALİ PUSAT (HALUK PİYES):
24 yaşında… Sivas, Suşehri doğumlu… Soyadı “savaşta kullanılan zırh” manasına gelen ve bu lakapla tanınan boksör… Babası, hatırlayamayacağı kadar küçük bir yaşta onu ve annesini terkedip kayıplara karışır. Ali annesinin, yıllar sonra evlendiği üvey babası Fırat’ı bir türlü kabullenemez.Ali Pusat hızlı ve çok düşünmeden karar veren bir kahraman. Zaman zaman hızlı karar vermesinin bedelini ödese de bu onun tipik yapısı. En çok beslendiği kaynak hocası Selahaddin... Dünyaya genel hatlarıyla hocasının baktığı gibi bakma gayretinde.Şampiyonluk kürsüsüne çıkacağı gün hapishaneye girmesi onun hayatındaki en büyük dönüm noktasıRingde kendine has bir stille dövüşür. Önce rakibin izler, kendini savunur, zırhlanır. Sonra rakibini öğrenir ve saldırıya geçer.İstanbul'a geldikten sonra bir pansiyonda yaşamaya başlar.Pusat Hediye’ye genç yaşlarından beri âşıktır. Pusat için Hediye'yi vazgeçilmez kılan onun masumluğu ve narinliğidir. Pusat yıllardır hasretini çektiği “aile” özlemini, Hediye’yle evlenerek gerçekleştirme hayalini kurar. Hediye’nin güleryüzü onun aradığı sıcak ev ortamının en önemli gereklerindendir. Hediye, çiçeklerle ilgili anlattığı hikâyelerle de Pusat'a her zaman yeni bir bakış açısı kazandırır. Bu yüzden Hediye'ye olan bağlılığı oldukça güçlüdür.Hayatta iki temel hedefi şöyle özetlenebilir: Milli takıma giden yolda şampiyon olmak ve Hediye ile evlenebilmek.
HEDİYE SELÇUK (YASEMİN BALIK):
Selahaddin Hoca ve Münevver Hanım'ın kızı. 23 yaşında. Sivas doğumlu. Orta boylu, esmer, güzelce bir kız. Anne ve babasının ayrılması üzerine annesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Babasını çok sever fakat karakteri üzerinde annesinin büyük etkisi vardır. Hediye, gazetecilik mezunudur. İstanbul Sportif adlı gazetede “spor muhabiri” olarak çalışmaktadır.Annesi Münevver Hanım, emekli ikramiyesiyle bir çiçekçi dükkanına açar. Hediye, kendi işi olan gazetecilikten arta kalan zamanlarda annesine yardım eder. Çiçeklere, onların anlamlarına, kısacası çiçeklerle ilgili tüm ayrıntılara çok hakimdir. Her çiçeğe ve ağaca dair türlü hikayeler anlatır ve hem hayatı hem de insanları çiçekler üzerinden tanımlar. Anlattığı hikayeler Pusat’a her zaman yol göstereceketir. Bunun yanında babasının bir boks antrenörü olmasıyla alakalı olarak Hediye boksu yakından bilen bir kızdır. Zaten Pusat ile arasındaki aşk da de boks salonlarında başlamıştır.
SELAHADDİN SELÇUK (ŞAHİN ÇELİK):
Pusat'ın küçük yaşlardan beri hem hocası hem de babası gibidir. Pusat hapse girdiğinde 50 yaşındadır. Hediye’nin babası.Başarılı eski bir boksör. Orta boylu. Çapkın. Yaşına rağmen çakı gibi bir adam… Lakabı “pırpır”. Bu lakap ona eski şampiyonluk günlerinden kalma. Çok seri dövüştüğü, ayaklarını çok hızlı kullandığı için böyle bir isim takılır. Çapkınlığı da bu lakabı perçinler. Geçmişte birçok başarıya imza atmış, boksu bıraktıktan sonra da gençleri boks sporuna kazandırmak için uğraşmış. Bu yolla onları rehabilite eder.Ali’yi oğlu gibi görür. Her zaman hayalini kurduğu Avrupa şampiyonluğuna Ali ile birlikte ulaşmayı umut eder.Özel hayatında bir türlü dikiş tutturamaz. Başından dört evlilik geçer. Son evliliği onda derin izler bırakır. Karısı Münevver'le severek evlenmelerine rağmen bir süre sonra anlaşmazlıklar kendini gösterir. Öğretmen olan Münevver boksa her zaman uzak durmuştur. Temel problem bokstur aslında. Kızı Hediye'yi de alıp İstanbul'a göçer. Selahaddin Hoca, onları uzaktan da olsa koruyup kollayabilmek için arkalarından gider. Taşındıkları mahalleye taşınır.
KONT (EMİN BOZTEPE):
İllegal dünyanın “ağır abilerinden”. Anadolu’daki önemli bölge şampiyonluğu maçlarını takip eden, buralardan kendine para kazandıracak genç yetenekleri bulan ve küçük maçlara büyük paralar yatırarak sermayesini arttıran bir adam. Çok güçlü bir karakter… Bahis, şike işleri sayesinde çok büyümüş. Şimdi de başarılı sporcuları kendine bağlayıp çalıştırarak onların üzerinden büyük paralar kazanıyor.Pusat'ın cesur tavrından ve stilinden çok etkilenir. Onu farkettikten sonra peşini bırakmaz. Üzerinden çok büyük paralar kazanacağını düşünür ve Pusat'ı ikna edebilmek için her türlü yola başvurur. Zenginliğin, paranın, gücün temsilcisidir. Çizdiği imaj, sporculara sunduğu teklifler ve kendi geçmişi Kont'u vazgeçilmez ve reddedilmez hale getirir.
HARUN KUYUCU (ERDEN ALKAN):
İş ve spor dünyasının güç sahibi, gizemli ve en büyük isimlerinden biri. Kont, Harun Kuyucu’nun yetiştirdiği, yanına aldığı ve zamanla onun sağ kolu olmuş olan bir isim. Harun Kuyucu, içinde bulunduğu karanlık işler sonucunda öldürülür. Öldürüldükten sonra, Kont, ona sahip çıkmak adına Kuyucu’nun kızı Nergis ile evlenir.
ARİF BOZ (TARIK SOLAK):
İstanbul'daki boks salonunun sahibi… O da boksör eskisi. Şimdi antrenörlük yapıyor.Arif boks dünyasının legal ve illegal dünyasını çok iyi bilen biridir. Gençliğinde kafes dövüşlerinde defalarca dövüşmüş, bahis çeteleriyle içli dışlı olmuş, kulüp kapılarında korumalık yapmış bir adam. Bahis çetesi onu bir olay sonrası dizinden kurşunlamış ve aktif boks hayatı böylece sona ermiştir.Gücü kuvveti hala yerinde fakat bu enerjiyi artık antrenörlük yaparak değerlendiriyor. Pusat geldikten sonra onunla kondisyon antrenmanları yapan Arif'dir. Önce küçük çekişmeler yaşasalar da kısa zamanda çok yakın arkadaş olurlar.
OZAN NİYAZİ (CENGİZ ÖZKAN):
45 yaşında, Sivaslı bir ozandır. Niyazi’nin karısı ikinci çocuğunu doğururken ölür. Ozan, tek oğluyla hayatına devam eder, fakat o da şehit düşer.Pusat'la hapiste tanışır. Elinden sazını düşürmez. Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan ve Âşık Veysel’den türküler, şiirler söyler. Atışmalara girer. Lafı tam gediğine oturtur. Mizahi yönü kuvvetli bir karakterdir.Hapisten Pusat'la beraber çıkar. Dışarıda kimsesi olmayan Niyazi, Pusat'ın peşine takılır. Birlikte İstanbul’a giderler. Artık Pusat'ın yoldaşıdır, ihtiyacı olduğu zamanlarda sazıyla ona yol gösterir. Tuttukları pansiyonda kalan Fuat isimli rapçi gençle sürekli tatlı bir atışma halindedir.
MÜNEVVER GÜLER (NURCAN EREN):
Tam bir İstanbul hanımefendisi… 48 yaşında. İstanbul'da büyür, iyi bir eğitim alır ve sonunda öğretmen olarak göreve başlar. Öğretmen olduktan sonra tayini Sivas'a çıkar. Emekliliğine kadar burada öğretmenlik yapmaya devam eder. Bir öğrencisi vasıtasıyla çocukları boks yoluyla rehabilite eden Selahaddin Hoca'yla tanışır. Kısa zamanda birbirlerine âşık olur ve evlenirler. Bir müddet sonrada kızları Hediye dünyaya gelir. Fakat Selahaddin Hoca'nın boks tutkusu, çocuklara kendisini adaması ve aralarındaki kültürel farklılıklar kısa zamanda kendini gösterir. Sonunda Selahaddin Hoca'dan ayrılıp, kızını da yanına alarak İstanbul'a döner. Burada kızıyla birlikte bir çiçekçi dükkânı açar ve hayatını huzurlu bir şekilde sürdürme niyetindedir. Küçük ve sevimli bir evde ana kız yaşarlar.Beykoz'da evinde çocuklara ders verir. Yaşına rağmen hala idealist ve yardımsever bir kadındır. Selahaddin'le ayrı yaşamalarına rağmen aralarında büyük bir aşk vardır. Hatta zaman zaman birleşmeye çalışırlar fakat her seferinde Münevver Hanım daha fazla yaralanır. Kızına da sık sık “boksörü uzaktan seveceksin” diye Pusat’a gönderme yaparak kızına telkinlerde bulunur. Pusat'la münasebetini onaylamaz. Selahattin ve kendi başına gelenleri, Pusat ile kızının da yaşayacağı kanaatindedir.
BAHAR ATAKAN (ÇİĞDEM MERAN):
Kont’un kızkardeşi. Ailelerindeki eğitim almış tek kişi. Kont’un kirli işlerinden bihaber olan Bahar, spor camiasında hatırı sayılır bir gazetenin genel yayın yönetmeni.
ÖZKAN ATAKAN (TEVFİK POLAT):
Kont’un erkek kardeşi. Abisinin yanında yetişmiş, iyi bir dövüşçüdür. Kont’un adeta yumruğu haline gelen Özkan, onun kirli işlerine bakar. Abisinden başka kimseden çekinmez fakat, içten içe abisiyle rekabet eder.
NERGİS KUYUCU (ESİN CİVANGİL):
Kontun “hatunu”. Oldukça güzel, alımlı, erotik ve karşı konulması zor bir kadın… Sırtını Kont'a dayamış zenginlik ve sefa içinde bir hayat sürer. Nergis bir nevi güç simgesidir aslında. En büyük kim ise onun yanındadır, en büyük olmak için de Nergis'i elde etmek şarttır.
YUNUS TOPRAK (KORAY ERGUN):
Niyazi ve Pusat'ın kaldığı "Toprağam" pansiyonun sahibi… Babacan, güleryüzlü, 50'li yaşlarda, İstenbul'da yaşayan bir Malatyalı. Sürekli danışmada oturup bulmaca çözer.
RAPÇİ FUAT (FUAT ENGİN):
Pusat ve Niyazi'nin kaldığı pansiyonda kalır. Hayatını garsonluk yaparak kazanır. Esas amacı Pop star yarışmalarına katılıp ünlü bir rapçi olmaktır. Niyazi ile bir türlü anlaşamaz ve aralarında sürekli tatlı bir atışma yaşanır. Her ikisi de sazları, ritimleri ve sözleriyle, Pusat'ın mücadelelerine ayrı bir ses, ayrı bir hava katarlar.
POYRAZ BAŞTAN (SERHAT ÇOKGEZEN):
16 yaşında. Salonda çalışan en genç boksörlerden biri… Üşenmeden haftanın her günü yetimhaneden salona idman yapmaya gelir. Çok yetenekli, oldukça yakışıklı. Başta Selahaddin ve Arif olmak üzere tüm salon üzerine titrer. Herkes çok büyük bir boksör olacağını düşünür. Pusat da çok kısa zamanda Poyraz'a ağabeylik yapmaya başlar.
PUSAT'ın ÜVEY BABASI(FIRAT AYKIN):
yıllarca kendisine ve annesine nice acılar yaşatan adam. Zuhal’le evlendiği dönemde orta halli bir restoran işletmecisi. İşleri o dönemde gayet iyi. Sonra alkol ve esrar alışkanlığı kazanır. Zamanla tefecilere borçlanır, elindekini avucundakini yitirir, iflas eder. Evdekilere artık eskisi gibi davranmaz. Pusat'ın annesini ve Pusat'ı sık sık döver. Para için herşeyi yapar hale gelir. Küçük mafya ve tefeci takımıyla takılır, eski günlerine dönmenin hayalindedir.
ZUHAL AYKIN (NALAN BAŞARAN):
Pusat’ın annesi. Pusat küçükken, kocasını kaybeder. Kocasını kaybetmenin verdiği sorumlulukla yıllarca ayakta kalmaya çalışır. Fakat çok zorlanır. Karşısına çıkan Fırat adında, hali vakti yerinde, iş güç sahibi bir adamla evlenir. Pusat'ın da bir babaya ihtiyacı olduğunu düşünür her zaman. İlk zamanlar herşey yolunda gider. Fakat Fırat’ın işleri bir müddet sonra bozulur. Kendini içkiye ve esrara verir. Karısını ve Pusat’ı sık sık dövmeye başlar.Pusat ve Zuhal için zor günler yeniden başlar. Her ikisi içinde tek umut ışığı Pusat’ın büyük bir boksör olmasıdır. Bu yüzden Zuhal, Pusat’ı her gün antrenmana götürür, tüm maçlarını izler, oğlunun üzerine titrer. En büyük hayali Pusat'ın milli takıma girip Türk Bayrağı'nı Avrupa'da dalgalandırmasıdır.Oğlunun başarısı için herşeye katlanan, fedakâr bir ana. Dik duruşlu. Sözünü sakınmayan, vakur bir tavrı var. Ne de olsa, bir şampiyon yetiştirdiğine inanıyor.
LEYLA HANCI (EZEL KALKAN):
Eşi Zonguldak’da maden işçisi olan Leyla, bir maden patlamasında eşini kaybeder. Oğlu Önder, İstanbul’da burslu okul kazanınca, onunla beraber İstanbul’a gelir. Oğlunu ve kendini geçindirmek için, kaldıkları pansiyonda; hem yemek, hem de temizlik işlerine bakar.
ÖNDER HANCI (YUŞA BOZKURT):
Babasını maden patlamasında kaybeden Önder, sınavı kazanarak İstanbul’da burslu ve yatılı okumaya hak kazanır. Bunun üzerine annesiyle birlikte İstanbul’a yerleşirler.
Pusat Yakında Ekranlarda
Pusat Yakında Ekranlarda
Pusat Yakında Ekranlarda!!!
Osman Sınav yakında yeni dizisi olan PUSAT ile SHOWTV'de ekranlara geliyor..İşte Pusat Filminden sözler ve filmin içeriği...
"Düşmana inat bir gün fazla yaşamak" demiş ya şair...
Hayattan yediğimiz tokatlara inat, her tokattan daha da güçlenerek çıkmak...
Her bir yumruktan sonra tekrar ayağa kalkabilmek.
Herkes sıkı üç beş yumruk yemiştir. Yemeyen yoktur. Marifet yumruğu yememek değil, yere indikten sonra kalkıp tekrar varolabilmektir.
Her boksör biraz bize benzer... Her ring biraz hayata...
Her hayatın içinde sakladığı çileler, acılar, biraz o'na...PUSAT'a...Her seferinde daha da güçlenerek yoluna devam etmek...PUSATLANARAK...
Yeteneklerini, sabrını, cesaretini zırh bilip... Hepsini kuşanarak, düştükten sonra, tekrar varolabilmek için doğrulmak...Kendini bilmek önce... Sonra, kızgın ateşlerde dövüp zırhını, onu kendince kuşanmak.
Her PUSATLI'nın, kötünün ve musibetlerin sillesine karşı siper edineceği bir kalbi ve sağlam bir bileği vardır.
ALİ PUSAT... "Üzerine yüreğinden başka muska takmadan" hayata ringlerden tutunmaya çalışan, sporla PUSATLANAN bir genç...
Onun bir hedefi var. Çektiği her çileyi kutsal bilerek gelmesini beklediği bir günü...
Bu, PUSATLI'nın hikayesidir. Hayatın sillesine karşı bir PUSAT kuşanarak hayatta kalmaya çalışan herkesin.Herkesin PUSAT'ı kendi kalbinde saklıdır.Onu bulmadan... PUSATLANMADAN girilen her dövüşte bitiş zili, hep mağlubiyete çalar.
Pusat Yakında Ekranlarda!!!
Osman Sınav yakında yeni dizisi olan PUSAT ile SHOWTV'de ekranlara geliyor..İşte Pusat Filminden sözler ve filmin içeriği...
"Düşmana inat bir gün fazla yaşamak" demiş ya şair...
Hayattan yediğimiz tokatlara inat, her tokattan daha da güçlenerek çıkmak...
Her bir yumruktan sonra tekrar ayağa kalkabilmek.
Herkes sıkı üç beş yumruk yemiştir. Yemeyen yoktur. Marifet yumruğu yememek değil, yere indikten sonra kalkıp tekrar varolabilmektir.
Her boksör biraz bize benzer... Her ring biraz hayata...
Her hayatın içinde sakladığı çileler, acılar, biraz o'na...PUSAT'a...Her seferinde daha da güçlenerek yoluna devam etmek...PUSATLANARAK...
Yeteneklerini, sabrını, cesaretini zırh bilip... Hepsini kuşanarak, düştükten sonra, tekrar varolabilmek için doğrulmak...Kendini bilmek önce... Sonra, kızgın ateşlerde dövüp zırhını, onu kendince kuşanmak.
Her PUSATLI'nın, kötünün ve musibetlerin sillesine karşı siper edineceği bir kalbi ve sağlam bir bileği vardır.
ALİ PUSAT... "Üzerine yüreğinden başka muska takmadan" hayata ringlerden tutunmaya çalışan, sporla PUSATLANAN bir genç...
Onun bir hedefi var. Çektiği her çileyi kutsal bilerek gelmesini beklediği bir günü...
Bu, PUSATLI'nın hikayesidir. Hayatın sillesine karşı bir PUSAT kuşanarak hayatta kalmaya çalışan herkesin.Herkesin PUSAT'ı kendi kalbinde saklıdır.Onu bulmadan... PUSATLANMADAN girilen her dövüşte bitiş zili, hep mağlubiyete çalar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)